"Likidite tuzağı", bir ekonominin veya finansal sistemlerin bir dönemde likidite bolluğu içinde olmasına rağmen, likidite bolluğunun verimli yatırımlara dönüştürülmemesi veya ekonomik büyümenin desteklenmemesi durumunu ifade eder. Likidite tuzağı, özellikle merkez bankalarının para politikası araçlarını kullanarak ekonomiyi canlandırmak için girişimde bulunduğu dönemlerde önemli hale gelir.
Likidite tuzağı, genellikle şu koşullarda ortaya çıkar:
1. Faiz Oranlarının Sıfıra Yakın Olması: Bir ekonomide faiz oranlarının sıfıra yakın olması veya sıfıra indirilmiş olması durumunda, bankalar ve yatırımcılar için alternatif yatırım araçlarında beklenen getiri düşüktür. Bu durumda, yatırımcılar ve bankalar, likiditeyi güvenli limanlarda tutmaya eğilimli olabilirler.
2. Belirsizlik ve Riskten Kaçınma: Ekonomik belirsizlik dönemlerinde veya finansal piyasalarda yüksek risk algısının olduğu dönemlerde, yatırımcılar ve bankalar likiditeyi güvenli limanlarda tutma eğilimindedirler. Bu durumda, likidite piyasada dolaşmaz ve ekonomik faaliyetleri canlandırmak için gerekli olan yatırımlar gerçekleşmez.
3. Ekonomik Beklentilerin Zayıflığı: Bir ekonomide büyüme beklentilerinin zayıf olması veya talep düşüklüğünün yaşanması durumunda, işletmeler ve tüketiciler yatırım yapma veya harcama yapma konusunda temkinli olabilirler. Bu durumda, ekonomik büyümeyi desteklemek için gerekli olan likidite yatırımlara dönüştürülmez.
Likidite tuzağı, ekonomik durgunluk veya durgunluk dönemlerinde, ekonomik faaliyetleri canlandırmak için geleneksel para politikası araçlarının etkisiz olduğu durumları tanımlamak için sıklıkla kullanılır. Bu durumda, merkez bankaları ekonomiyi canlandırmak için alternatif politika araçları kullanabilir veya ekonomik faaliyetleri desteklemek için hükümet harcamalarını artırabilir.